T C. Anayasa Mahkemesi

Maddesinde[533] astın kusur ve hatalarından dolayı bir üst tarafından tenkit ve azarlanmasının ceza sayılmayacağı belirtilmiştir. Ancak yukarıda belirtildiği üzere bu tenkit ve azarlama hakaret ve eziyet boyutlarına ulaşmayacaktır. Alt ceza uygulamasına, ancak disiplin cezasını verecek makam karar verebilir[395]. Örneğin kademe ilerlemesinin durdurulması cezası disiplin kurulunca verilecek bir ceza olduğundan bir alt ceza uygulamasına ilişkin değerlendirme ve karar verme yetkisi yine aynı kurulundur[396]. Bu nedenle disiplin kurulu karar vermeden disiplin amirinin doğrudan alt ceza uygulaması yaparak aylıktan kesme cezası vermesi veya disiplin kurulu kademe ilerlemesinin durdurulması cezası verdikten sonra disiplin amirinin alt ceza uygulaması yaparak aylıktan kesme cezası vermesi mümkün değildir[397]. 1965 yılında çıkarılan 657 SK’nun ilk şeklinde hangi disiplin suçunun hangi disiplin cezasını gerektirdiği ayrı ayrı düzenlenmemiştir. Maddesinde yer alanerişimin engellenmesi tedbiri keyfi müdahalelere karşı hiçbir güvenceiçermemektedir.

Dolayısıyla aynı anayasaya aykırılık nedenleri bufıkra açısından da geçerlidir. Maddenin dördüncü, altıncı, yedinci, dokuzuncu ve onuncu fıkralarındayukarıda incelenen fıkralarda anayasaya aykırılığı ortaya konulan kurallarınuygulanmasına ve uygulanmaması halinde öngörülen yaptırımlara ilişkindüzenlemeler yer almaktadır. Çağdaş demokrasiler, temel hak ve özgürlüklerin en geniş ölçüdesağlanıp güvence altına alındığı rejimlerdir. Temel hak ve özgürlükleri büyükölçüde kısıtlayan ve kullanılamaz hâle getiren sınırlamalar hakkın özünedokunur. Bütün bu hususlar dikkate alındığında kuralda öngörülen cezamiktarının ölçülü olmadığı açıktır. Zira ölçülülük ilkesinin alt ilkesi olanorantılık prensibine göre bir kişinin hakkına yapılan müdahale ile kamunun eldeedeceği fayda arasında makul bir denge gözetilmemiş ve kişi ağır bir bedelödemek zorunda bırakılmışsa yapılan müdahalenin ölçülü olduğu söylenemez. Türk ceza muhakemesi hukukunda şüpheli/sanığa yüklenen suçhakkında Açıklamada bulunmamasının kanunî hakkı olduğu, hem soruşturmaaşamasında ifâde öncesi hem de kovuşturma aşamasında Duruşmaya başlama sırasındabildirilmek mecburîyetindedir. Bu bilgiler ışığında aşağıda serî muhakeme usûlü âdil yargılamailkesinin alt dalları bağlamında ayrı ayrı ele alınacaktır.

Öncelikle savcılığınana görevi sadece bilgilendirme olarak ifâde edildiğinden, suç isnâdına, suçisnâdına esas alınan olgulara, delillere vs. ilişkin herhangi bir açıklamadabulunup bulunamayacağı belirsizdir. Ayrıca soruşturma aşamasının gizliliği esasolduğundan, delillerin müşterekliği ve doğrudanlığı sorunları ortaya Çıkarak,tarafların teklif öncesi delillerin hepsine ulaşıp ulaşamayacağı, itiraz edipedemeyeceği vs. soruları cevapsız kalmaktadır. En nihâyetinde şüphelininbildirim sonrası kendine bildirilenleri bir müdafii yardımıyla tam olarakkavrayarak idrâk etmesi ve reddin/kabulün sonuçları hakkında etraflıcadüşünerek bir irâde açıklamasında bulunması için belirli bir süre tanınıp tanınmayacağıda belirsizdir. Aktarılan tüm bu boşluk ve eksiklikler teklif aşamasında dagiderilmiş gözükmemektedir. Bu nedenle dar kapsamlı bir bildirimden hemen sonrateklif aşamasına geçilmesi ile şüpheli sadece uygulanacak usûl hakkında bilgisahibi olacak, kendini savunma ve ifâde konusunda hiçbir imkân eldeedemeyecektir. Bu durum taraflar arasında dengeyi bozmakta ve bir tarafıdiğer tarafa karşı dezavantajlı konuma düşürmektedir. Serî muhakeme usûlüyargılamasında savcı çok etkin, şüpheli neredeyse etkisizdir. Bazı suçların sonradan uzlaşma kapsamına alınması sebebiylekesinleşmiş dosyalar savcılığa uzlaşma uygulanması için gönderildiği, aynıusulün burada da uygulanması gerekeceği ileri sürülebilecek ise de kanun koyucuCMK’nun 254. Maddesinde uzlaşmaya ilişkin istisnai bir düzenleme öngörmüştür.Ancak bu şekilde bir düzenleme seri muhakeme usulü bakımından öngörülmemiştir.Ceza muhakemesi hukukunda kural olarak kıyas mümkün ise de istisna öngörenhükümlerde kıyas mümkün değildir.

O mekanizmalar hala yürürlükteyken bir de ek 4. Madde iledoğrudan sosyal ağ sağlayıcılara başvuru olanağı tanınmaktadır\. Özel oyun stratejileri geliştir, kazanma şansını arttır. mostbet casino\. Maddesiyle 5651 sayılı Kanun’aeklenen Ek 4. Maddenin birinci ve ikinci fıkraları araç amaç bağlantısınınkurulmamış olması, tek bir özel hukuk kişisinin yükümlülüğünü yerinegetirmemesi sebebiyle tüm toplumun cezalandırılmasını öngördüğünden Anayasa’nın2., 13., 22., 26., 27., 28., 35. Maddelerine aykırıdır iptal edilmelerigerekir. Yükümlülüğün zorlayıcı olması bakımından yaptırım olarak seçilenaraçlar, hedeflenen gayeyi gerçekleştirmeye elverişli, yani o aracın yardımıylagerçekleşmesinden korkulan tehlikenin yöneldiği hukuksal değer etkin birşekilde korunabiliyorsa, isabetli bir araç seçilmiş demektir. Ancak ölçülülükdeğerlendirmesi için bu yeterli değildir.

Alman Kanununda şikayetlerin incelenmesi için etraflı bir usulöngörülmüştür ve sosyal medya platformlarının her talebi kabul etme yükümlülüğüyoktur. Hukuka aykırı içerik şikayetlerini inceleme ve değerlendirme bakımındanplatformlara geniş yetkiler tanınmıştır. Şikâyet konusu içeriğin hukukaaykırılığı konusunda tereddüt oluştuğu durumlarda bağımsız kurumlara başvurmaimkânı tanınmıştır. Bu kurumların kararlarını platform kabul edecektir.Platformların kararlarını gerekçeli olarak verme ve ilgililere bu gerekçelikararı tebliğ etme yükümlülüğü de getirilmiştir. Yukarıda belirtildiği gibi Anayasa mahkemesi tarafındanbelirlenen ilkelerden hiç birine yer vermeyen, herhangi bir denge testiiçermeyen ve keyfi bir şekilde siyasal iktidarın hoşuna gitmeyen her türlühaberin silinmesini ve “gerçeğin” yeniden ve tek yanlı olarak tanımlanmasınaolanak sağlamak üzere düzenlendiği anlaşılan 5651 sayılı Kanun’un 9. Maddesine eklenenonuncu fıkra ilişkilendirilmemeye dayanak teşkil edecek kriterlerin ortayakoyulmamış olması sebebi ile Anayasa’nın 2., 13., 26., 27., 28., ve 40.maddelerine aykırıdır. Maddede öngörülen temel hak ve özgürlüklerin “kanun”lasınırlanması ölçütüne göre bir düzenlemenin yalnızca şeklî anlamda değil maddianlamda da kanun şartlarını taşıması gerekir. Temel hak ve özgürlüklere ilişkinsınırlamaların kanunla düzenlenmesi bu haklara ve özgürlüklere keyfî müdahaleyiengelleyen ve hukuk güvenliğini sağlayan demokratik hukuk devletinin en önemliunsurlarından biridir. 7253 sayılı Kanunla öngörülen tanımdaysa gazetecilik veyaeditoryal içerik sunan platformlar istisna tutulmadığı gibi, bireysel iletişimimkânı sunan platformlar da istisna tutulmamıştır. Bu nedenle yaygın olarakkullanılan kamuya açık olmayan kişiler arasında mesajlaşma, mailleşme, sesligörüntülü görüşme veya dosya paylaşma platformlarının hatta online toplantıyapma imkânı sunan zoom, jitsi meet gibi platformların da tanım kapsamınaalınması mümkün görünmektedir.

Bağımsızlık, başka bir kişi veya organdan emir almamak ve tarafların ve özellikle yürütme organının etki alanının dışında olmak demektir. Dördüncü olarak nezdinde hak aranılan mahkeme “tarafsız” olmalıdır. Tarafsızlık mahkeme üyelerinin davanın çözümünü etkileyecek bir ön yargılarının olmaması demektir. Diğer bir ifadeyle, tarafsızlık,  mahkeme üyelerinin tarafların leyh ve aleyhinde bir duyguya veya çıkara sahip olmaması anlamına gelir[682]. Maddesine göre, disiplin mahkemesi, biri başkan ikisi üye olmak üzere üç subaydan kurulur. Astsubay, erbaş ve erlerin yargılanmalarında, üyelerden biri astsubaylardan seçilir. Kanunda belirtilen usule göre yargılama yapıp karar verirler. Disiplin Mahkemeleri Anayasa Mahkemesi tarafından “mahkeme” kabul edilmektedir[659]. AİHM, üçüncü kez kopya çeken üniversite öğrencisinin okuldan çıkarılması ve başka yüksek öğretim kurumuna kabul edilmemesine ilişkin disiplin yaptırımın, eğitim hakkını ihlal etmediğini, Ek Protokolün 2. Maddesinde düzenlenen hakkın esasen ilköğrenimle ilgili olduğunu, kural olarak disiplin önlemlerinin bu maddeyi ihlal etmediğine karar vermiştir[653]. Maddesinde Sözleşme’deki hak ve özgürlükleri ihlal edilen kişinin ulusal makamlara başvuru hakkı güvence altına alınmıştır. Buna göre öncelikle iç hukuk yolları tüketilmelidir.

Bu yoksunluklar hapsin 4., 8., 12.günleri ve bundan sonra mahkûmiyet suresince her üç günde bir kaldırılır. Mahkûmun sıhatî elverişsiz İse cezasının bir derece daha hafifi uygulanır. Ceza disiplin amirince verildiği takdirde de yerine getirilme şekli değişmemektedir. Âmir zaruret halinde cezanın sonraya bırakılmasını veya fasıla ile infazını emredebilir. Cezalının sıhhati bu cezaya uzun zaman dayanmasına elverişli değilse ve cezanın sonraya bırakılması veya fasıla ile İcrası hizmet dolaysiyle caiz görülmezse oda hapsiyle değiştirilebilir. Her halde cezalının sıhhati bir hekimden sorulur.

  • Aynı şekilde, askerî disiplin ve güvenlik ihtiyacı özel hayat hakkının da kapsamını belirlediğinden salt bu amaçla sınırlı ve ölçülü bir uygulama Anayasa’ya uygun kabul edilecektir.
  • Bu kriterlere göre; vergi cezaları, inşaat yapma hakkını sürekli ortadan kaldıran yasaklamalar, içki satma ruhsatına ilişkin kararlar, toplu taşımacılık ruhsatına ilişkin izin işlemleri gibi işlem ve yasaklamaları “suç isnadı” niteliğinde görerek 6.
  • Askeri öğrencilikle ilişiğinin kesilmesine karar verilen öğrenciler, kararın kesinleşmesine kadar okul komutanlıklarınca gerekli görüldüğü takdirde, işlemleri tamamlanmadan önce de okuldan uzaklaştırılabilirler.
  • Nelerin özür sayılacağı mahkemece takdir edilir[135].

Devlet memuru görevi ve sıfatı dolayısıyla Devleti temsil ettiği için, va­tandaşın itibar ve güven duygusunu sarsmamak zorundadır. Ak­sine hareketi tespit edilen memurların, kınama cezası ile cezalandırılmaları öngörülmüştür. Ancak, memurun hangi fiillerinin bu suçu oluşturacağı konusunda standart ölçüler bulun­mamaktadır. “Arkadaşları arasında söz veya fiilleri ile hoşnutsuzluk yaratanlar 1 aya kadar oda veya göz hapsi ile cezalandırılırlar” (477 SK m.57). Gerçekleşmiş bir olayla ilgili olarak bu olayın oluşumuna neden olan kişiler de gösterilmek suretiyle ihbar veya şikâyette bulunulması duru­munda, hakaret veya iftira suçunun oluştuğundan söz edilemez. Çünkü bu­rada gerçekleşmiş somut olayla ilgili olarak ihbar veya şikâyette bulunmak şeklinde bir memuriyet görevinin icrası söz konusudur[147]. Maddesi, amirin, maiyetin ahlaki, ruhi ve bedeni hallerini daima nezaret ve himayesi altında bulunduracağını düzenlemiştir. Maddesi de, amirin, maiyetinin şeref ve haysiyetini, sağlığını, özlük hakları­nı gözetmeye mecbur olduğunu belirtmiştir. Bu yüzden, örneğin, hasta olan astını muayeneye sevk etmeyen, astlarının yiyecek ve giyeceklerini zamanında tedarik ettirip dağıtmayan, astlarının izin ve istirahatlarını zamanında kullandırmayan amirler, astlarını gözetim görevinde ihmal etmek suçunu işlemiş olurlar[143]. Dolayısıyla suç tedbirli bir amirden beklenen özen ve ihtimamın gösterilmemesi hallerinde taksirli olarak işlenebilir[144].